THOMAS HOBBES’UN DEVLET VE EGEMENLİK DÜŞÜNCESİNDE DİNİN YERİ: LEVİATHAN ÖRNEĞİ

Özet

Tarihsel süreçler içerisinde değerlendirildiğinde hükümdarların ve devletlerin otoritelerini sağlamlaştırmak ve halk üzerinde egemenliklerini sağlamak amacıyla ilahi söylemlerde bulunduğunu görmek mümkündür. Dahası yönetici pozisyonundaki kişi ve kişilerin gökteki Tanrı’nın yeryüzündeki temsilcileri konumuna sahip olduğu inancı bile bu süreçler içerisinde var olmuştur. Bu kapsamda ilk olarak Thomas Hobbes’un yaşadığı dönem ve kişiliği ile ilgili bilgiler verilmiş ve Thomas Hobbes’un en önemli eserlerinden biri olan Leviathan’ı ele alınarak Hobbes’un egemenlik ve devlet anlayışı incelenmiştir. Bu doğrultuda Hobbes’un devlet ve egemenlik anlayışında dinin yeri belirlenmeye çalışılmıştır. Çalışmada savaş halindeki insanların kendi haklarından vazgeçerek sözleşme ile oluşturdukları egemenin din dâhil tüm kurumların üzerinde bir konuma yerleştirildiği ve dinin egemenin otoritesinde ve kontrolünde olması gerektiği sonucuna varılmıştır. Bu durumun altında yatan neden ise Hobbes’un mutlak monarşi anlayışı olduğu ve bu anlayışa göre bir ülkede hem dinin egemenliğinin hem de sözleşme ile yaratılan Leviathan’ın egemenliğinin varlığı söz konusu olduğunda devletin zayıflayacağı ve hatta çökeceği öngörüsü olduğu belirtilebilir.